5 Mart 2019 Salı

SIFIR







21/Sevmek Yeter Sandınız!

Bu , büyüme sancıları içinde olan oğlunuzun, siz anne ve babasına hitaben karaldığı bir mektuptur. Belki de son mektubudur. Bilmiyorum:


beni tanımıyorsunuz.
tanıma çabanız ise size öğretilenlerden ibaret.
veya, kendi ailenizden gördüğünüz kadar işte.
yeterli değil ve siz farkında değilsiniz!


en acı veren taraf ise,
tanıdığınızı sanıp bana hep doğruları söylememiz.
kendi doğrularınızı.
onlar da nedense hep yapmam gerekenler.
ve o kadar çoklar ki!


ben sanırım büyüyorum.
kafam karışık.
kim olduğumu anlamaya çalışıyorum.
neden nefes aldığımı!


okulda aldığım notlardan mı ibaretim ben?
bana o notu veren hoca kim, ne kadar tanıyor ki beni?
boğuluyorum ve siz farkında değilsiniz!


biri bana iyi bir laf etti mi mutlu oluyorum mesela.
ne garip ki, bu da internette oluyor en çok veya sokakta.
ve ne acı ki, tanımıyorum bile çoğunu!


göstermemeye çalışsam da kırılganım esnasında.
neye kızdığım da değişiyor sürekli.
anlık işte her şey!
ve yoksunuz siz o anlarda.
biliyorum, olamazsınız da .
dedim ya, kafam karışık.
sorularım basit, cevaplar ise o denli yetersiz!


çok şey değişiyor bende.
vücudum, kimyam, zevklerim...
çok yakın bir iki arkadaşım anlıyor esasında beni.
ancak bana nasıl cevap versinler ki,
onlar da aynı şeyleri kendilerine soruyor.
çaresiz hissettiğim anlar çok.
sadece bilmiyorsunuz!


siz iyi niyetlisiniz farkındayım,
başıma kötü bir şey gelmesin istiyorsunuz.
en çok da adam olmamı.
sizin gözünüzde adam olmak her ne ise, işte onu.
kendi gözümde ise adam olmak hayali bir şey.
ben önce ben olsam, gerisi kolay!


bazen tek başıma dünyayı değiştirebileceğimi sanırken,
bazen de kolumu kaldırmaya enerjim olmuyor.
köşeme sindiğim anlar var ya,
hani en çok yalnız kalmak istediğini söylediğim.
işte sizi en çok aradığım anlar, o zamanlar esasında.
ama siz, farkında bile değilsiniz .
esasında siz ya da başkası, kim anlarsa,
zayıf anlarım onlar , büyüdüğüm!


ha bu arada, bir de şeytanlar var içimde,
bana keyif alacağım şeyleri söyleyip duruyorlar.
arada kaçamak yapıp deneyince dediklerini,
yalan yok, haklılar.
gerçi o anlarda da, bir şey oluyor hep içten içe rahatsız eden.
hissediyorum, ama engelleyemiyorum!


ancak ne var biliyor musunuz, pişman da olmuyorum.
eminim siz de benim yaşlarımdayken yaptınız ve
unutmayı seçtiniz sonra.
bir şey söyleyeceğim, unutmayın onları n'olur.
çünkü siz, yaşanılan her şeye rağmen,
bugün hala benim annem, babamsınız!


sizi belki ileride daha iyi anlayacağım.
ama ilerisi yok ki benim için.
bir anlasanıza, ütopya o bana !


dedim ya, kafam karışık benim.
sakın psikolog falan demeyin.
sizin yıllarca yapamadığınızı,
parayla üç beş seansta yapacağını söyleyen
biri hiç değil aradığım!


tek dileğim ne biliyor musunuz,
bu yaşadığım sancıları hiç unutmamak.
ve kendi çocuklarımla,
o şeytanlar daha çıkmadan piyasaya yaşamak hayatı birlikte.
tıpkı beni anlayan o yakın bir iki arkadaşım gibi.
ancak bu sefer cevapları da bilerek.
becerecek enerjim yoksa da,
baştan hiç doğurmamak!


söylesene bana baba,
annemle evlenirken hiç dedin mi,
işte bu hatundan olsun istiyorum çocuğum?
veya anne sen,
babamla evlenirken hiç dedin mi,
işte bu adamdır çocuğumun babası?
yoksa o günün şartlarında siz,
birbiriniz için en iyi alternatif miydiniz?
deli gibi yürekten severek mi evlendiniz,
yoksa zamanı mı gelmişti imza atmanın?


söylesenize,
ben gelene kadar kaç kardeşim gitti çöpe?


tesadüfler sonucu bugün nefes aldığımın farkındayım da,
en çok ağırıma giden,
sizin tesadüfler eseri anne baba olmanız.
bana bir desene baba,
o müthiş sülalemizin devamı için mi gerekliydim ben?


en çok da ne üzüyor beni biliyor musunuz,
bana iyi niyetle kötülük yapıyorsunuz.
seviyorsunuz tamam da,
beni ben olduğum için değil,
sizin çocuğunuz olduğum için!


siz o "ben"i tanımıyorsunuz bile.
hayalinizdeki çocuk değilim işte ben.
istemiyorum da artık oyuncağınız olmayı!


siz kendi hayatınızda yapamadıklarınızı denediniz üzerimde,
hep isteyip de olamadıklarını.
anlasanıza,
kendi hayallerinizle sınırlı bir gelecekti o.
benim hayallerimi anlamaya ise ne vaktiniz vardı,
ne de enerjiniz;


çünkü siz
sevmek yeter sandınız hep!
elinizden fazlası gelmiyor, tamam.
o zaman n'olur huzur verin, akıl değil.
akıl sizin aklınız,
yaşamsa benim!


beni sevdiğinizi biliyorum.
başka seçeneğiniz olmadığını da!


başıma gelen hem en büyük şans , hem de en büyük felaketsiniz.
farkında değilsiniz,
kayıp gidiyorum ellerinizden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder