20 Ocak 2010 Çarşamba



geçici olarak servis dışıyım, iş mesaisinde bile tesmer sorularıyla meşgulüm bu da evden attığım son post.

bir tatlı huzur

'sarmaşık gülleri' sanırım zara'dan dinledim az önce daha önce zeki müren yorumuyla da dinlemistim türk sanat musikisinin efsanesidir bu parça, hatta hülya koçyiğit ve kartal tibet' in başrollerini paylaştığı bir filmede ismini vermiştir

sarmaşık gülleri filminde, sarmaşık gülleri şarkısı çalarken şu replik de duyulmaktadır;

-nejat?... burda, odamda ne işin var?...burda ne arıyorsun nejat?
-burda ne aradğımı bilmiyorum. yalniz manen mahvolduğumun ve öldüğümün farkındayım... seni seviyorum zülal...

1968 yıllarında meşhur olan bu güzel eserimizin sözleri de şöyledir:

yalnız kalan ruhumun acısı cok derindir
yıllar geçse de inan kalbimin esiridir
alamaz bin sevgili kalbimdeki şu yeri
sanki içimde açan bu sarmaşik gülleri

her yerde hatıran var her şey seninle dolu
her yerde senin ismin bu yol aşkimin yolu
alamaz bin sevgili kalbimdeki şu yeri
sanki içimde açan bu sarmaşik gülleri

19 Ocak 2010 Salı

Euro 2016




http://www.euro2016adayiturkiye.com/

Logomuz muhtesem olmus, sade futbol topunu renklendiren bir ülke olabilecğimizi göstermişiz!!
Sizde linke tıklayarak yardımcı olabilirsiniz!!

18 Ocak 2010 Pazartesi

siktir olup gitmek istiyor..
kafasının içi değil belki ama kalbindeki sevgi, nereye gitse onu yalnız bırakmıcak..
farketmez nereye gittiği. Bunu anlatamadım ben ona...

ne zaman geleceksin

nihavend mak'amından bir sarkı..
"kalbimin ortasında bir yer açtım senin için, istersen sonsuza kadar gelme; yine ben beklerim." deyip sözünü tutmayan sevgilinin dinlemesi ve sevgili blogumdan ögrenmesi hatta ilk solo sahnesinde söylemesi için...

sözlerinide yazıyım tam olsun!!
ne zaman geleceksin bu kaçıncı bahar
nerde o yeminler hani nerde verdigin sözler
ne zaman geleceksin...

seneler geciyor bu ömür bitiyor
nerde o yeminler hani nerde verdigin sözler
ne zaman geleceksin...

10 Ocak 2010 Pazar

AVATAR

bir ırk düşünün, tür diyelim veya, her neyse... çıkarları için her şeyi; aklına gelebilecek her şeyi, yapmaya hazır.. hatta bunu daha önce birçok kez yapan bir tür; herhangi bir doğal kaynak uğruna, koca bir uygarlığı, doğayı, inancı yok etmeye hazır. öyle ki; karşısındakini terörist, ucube, ilkel vs. görmekten hiç çekinmeyecek kadar da küstah. gaza gelmesi için doğru noktaya değinmesini bilen bir askerin nutku yeterli. hiçbir şeye saygısı yok, kendine bile.

tanıdık geliyor değil mi?

güney amerika'da aztekleri, kuzeyinde kızılderilileri, afrika'da karaderilileri de biz kirletmiştik, biz katletmiştik.. çok eskilerde kaldı onlar hadi, vietnam'ı, kore'yi, afganistanı, çeçenleri, avrupa'nın göbeğindeki bosna'yı, götümüzün dibindeki ırak'ı da biz bombalamadık mı? gerekçelerimiz neydi? demokrasi mi? dünya düzeni mi? hassiktirin ordan.. bırakın birbirimizi biçmeyi, doğayı öldürdük, yağmur ormanlarını kestik.. kanımızı kustuk nehirlere, çok zengin olacaktık ukrayna'da çernobil'i inşa ederken.. dünyada kaos olmasın diye hiroşima'yı dümdüz etmedik mi?

müthiş bir teknik ile bunlar işlenmiş avatarda, gel demiş bu büyülü dünyada sen de ol.. sinema tarihi için devrim midir bilemem; bir de içine aşk koymuş filmin, içine de değil tam göbeğine.. sizi olsa olsa aşk adam eder demiş.

3 saat sonunda iyice kopmuştum dünyadan, çok feci yabancılaşmış haldeydim herşeye.. orada olmak isterken kendi dünyamızdaki doğanın farkına varmayı reddediyoruz.. kendi avatarımızın değerini bilmiyoruz, bu filmin ana fikri bunun üzerine düşündürülmemiz oldu!!

Son olarak james cameron bu kez kurtarmayı seçmiştir.. titianicde jack'in yavaş yavaş okyanusun sularına gömülmesi; rose'un "i love you jack" i, avatar da neytiri nin "i see you" suna dönüşmüştür.. iyi ki hayattasın jake sully(toruc macto) ..