10 Ocak 2010 Pazar

AVATAR

bir ırk düşünün, tür diyelim veya, her neyse... çıkarları için her şeyi; aklına gelebilecek her şeyi, yapmaya hazır.. hatta bunu daha önce birçok kez yapan bir tür; herhangi bir doğal kaynak uğruna, koca bir uygarlığı, doğayı, inancı yok etmeye hazır. öyle ki; karşısındakini terörist, ucube, ilkel vs. görmekten hiç çekinmeyecek kadar da küstah. gaza gelmesi için doğru noktaya değinmesini bilen bir askerin nutku yeterli. hiçbir şeye saygısı yok, kendine bile.

tanıdık geliyor değil mi?

güney amerika'da aztekleri, kuzeyinde kızılderilileri, afrika'da karaderilileri de biz kirletmiştik, biz katletmiştik.. çok eskilerde kaldı onlar hadi, vietnam'ı, kore'yi, afganistanı, çeçenleri, avrupa'nın göbeğindeki bosna'yı, götümüzün dibindeki ırak'ı da biz bombalamadık mı? gerekçelerimiz neydi? demokrasi mi? dünya düzeni mi? hassiktirin ordan.. bırakın birbirimizi biçmeyi, doğayı öldürdük, yağmur ormanlarını kestik.. kanımızı kustuk nehirlere, çok zengin olacaktık ukrayna'da çernobil'i inşa ederken.. dünyada kaos olmasın diye hiroşima'yı dümdüz etmedik mi?

müthiş bir teknik ile bunlar işlenmiş avatarda, gel demiş bu büyülü dünyada sen de ol.. sinema tarihi için devrim midir bilemem; bir de içine aşk koymuş filmin, içine de değil tam göbeğine.. sizi olsa olsa aşk adam eder demiş.

3 saat sonunda iyice kopmuştum dünyadan, çok feci yabancılaşmış haldeydim herşeye.. orada olmak isterken kendi dünyamızdaki doğanın farkına varmayı reddediyoruz.. kendi avatarımızın değerini bilmiyoruz, bu filmin ana fikri bunun üzerine düşündürülmemiz oldu!!

Son olarak james cameron bu kez kurtarmayı seçmiştir.. titianicde jack'in yavaş yavaş okyanusun sularına gömülmesi; rose'un "i love you jack" i, avatar da neytiri nin "i see you" suna dönüşmüştür.. iyi ki hayattasın jake sully(toruc macto) ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder